Michele Ciacciofera (1969, Nuoro, İtalya) Paris, Fransa'da yaşamakta ve çalışmaktadır. İtalya'nın Sardinya adasında doğan ve Sicilya'da büyüyen sanatçı, insan varlığı ile doğal dünya arasındaki ilişkiye her zaman ilgi duymuştur. Heykel, resim, çizim, ses, enstalasyon, video ve tiyatro gibi çeşitli sanatsal yaklaşımlar kullanarak antropoloji, doğa, tarih, mitoloji, politika ve insanlığı araştırırken farklı medya ve yöntemleri özgürce birleştiriyor.
2017'de The Density of the Transparent Wind'de Akdeniz'i sorgulamak için Akdeniz'in insan deneyimlerini, sınırları ve sosyal yaşamları nasıl tanımlayıp şekillendirdiğinin izini sürmek için sesi kullandı. Janas Code adlı 2016’daki enstalasyonunda eski masalar, duvar halıları, seramik, fosiller, çizimler, bal petekleri ve diğer malzemeleri bir araya getirmiştir. Bu çalışma, Sardunya'da uzun uzadıya incelediği neolitik cenaze yapılarıyla bağlantılı bir arkeolojik alanın sihirli bir zihinsel yeniden inşasıdır. Burada bunlar, artık yalnızca sanat ve edebiyat yoluyla aktarılmakta olan popüler efsanenin perilerinin evleri olarak yeniden kodlanmıştır. 2021 yılında Fransa'daki Musée d'Art Contemporain de Rochechouart'ta son on yıldaki eserlerinden oluşan geniş bir retrospektif sunuldu. Bu sergiye önemli bir monografi eşlik etti.
Özünde kavramsal bir sanatçı olan Ciacciofera, her şeyden önce iletmek istediği konu, anlatı ve duyguyla ilgilenir; bir dizi kaynaktan aldığı malzemeler de kavramı takip eder. Ciacciofera, şiirsel deneyimler yaratmak için sürekli olarak siyaset bilimi geçmişine, çevreciliğe olan yoğun ilgisine ve belleğin hem kolektif hem de bireysel yönlerine olan saplantısına başvurur; araştırma, aktivizm ve kendi öznel gerçekliğini bir araya getirir.
Michele Ciacciofera
Toprak Ana, 2024
yerleştirme, karışık medya, değişken boyut
Bayraklar:
Jüt, yün nakış, ahşap
Harita:
Keçe, metal destek, pamuk kanvas
Bitki:
sırlı topraktan yerel vazo, toprak, zeytin ağacı
Yarım bisiklet şeklinde düzenlenmiş çuvallar/koltuklar:
Jüt, saman
Sanatçının izniyle
İzleyiciler, bir amfi tiyatro oluşturan çuvallarla sınırlandırılmış alana girmeye ve bienal süresince servis edilecek çayı içerek keyifli bir şekilde oturmaya davet ediliyor. Bu şekilde halk, eserin aktarmak istediği katılımcı boyutun temsiline katkıda bulunacaktır.
Toprak Ana, şu anda yönsüz bir gerileme eğiliminde olan gezegende bir dönüm noktası için, -demokratik ve kültürlerarası- Gezegen Vatandaşlığına ilişkin yenilenmiş bir anlayışı hayal etmektedir. Evrenimiz ve tüm sakinleri için olumlu bir gelecek varsaymak adına, doğanın merkeziliğine; toplumsallık, dayanışma, aktif katılım, insan sağlığının ve biyolojik çeşitliliğin aynı şekilde korunması gibi evrensel değerlere dayanan alternatif bir dünya anlayışı hayal etmek her zamankinden daha fazla gereklidir.
Tamamı doğal malzemelerden (ahşap, jüt, doğal yün) yapılan bayraklar ve coğrafi harita, kimlik ve ulusal özellikler saplantısından vazgeçen yeni bir siyasetin simgesidir. Yeryüzünden malsemelerle dolu jüt çuvallar, gezegende var olan bolluk ve canlılığı ortaya komaktadır.
Yarım daire şeklinde düzenlenmiş olan bu çuvallar, izleyicileri/ziyaretçileri ertelenemez bir düşünme için bir araya gelmeye davet ederken 'BİZ' ifadesini vurgulamaktadır. Yerleştirmenin merkezinde, barış ve uzlaşmanın evrensel sembolü ve habercisi olan bir zeytin ağacı vardır ki, eserin hatırlattığı evrensel değerlerin sunağı rolüne yükselmektedir.
Çeviren: Gizem Kozanoğlu