Özlem Altın (1977, Goch, Almanya), Berlin'de yaşamaktadır ve çalışmaktadır. Özlem Altın'ın araştırmaları, hareketsiz beden parçaları ile hareket halindeki artefaktlar arasındaki eklemlenmelere odaklanır. Kolajları ve fotografik kompozisyonları, insan bedeni, hayvan ve bitki parçaları, kültürel yapıtlar ve dil arasındaki uyumlulukları, çevirileri ve uyarlamaları araştırır. Sanatçının arşivsel görüntülerin katmanlarını keserek, örterek, yeniden üreterek ve boyayarak kurduğu, uzaklaşan figürler ile öne çıkan bir arka plan arasındaki etkileşim, her öğeyi potansiyel ile gerçek arasında dinamik bir gerilim içinde konumlandırır.
Altın, 2000-2003 yılları arasında Arnhem'deki ArtEZ Hogeschool voor de Kunsten'de ve 2004-2006 yılları arasında Rotterdam'daki Piet Zwart Enstitüsü'nde eğitim aldı. Güncel kişisel sergileri arasında Lens, Merano Arte (Meran, 2019); Processing, Camera Austria (Graz, 2017); Untitled (Touch or Melancholy), Lentos (Linz, 2016); No story, no, Witte de With (Rotterdam, 2015) yer almaktadır. Eserleri, The Milk of Dreams, 59. Venedik Bienali (2022); Tongues of Time, Villa Romana (Floransa, 2021); Companion Pieces: New Photography 2020, MoMA online (2020); Part of the Labyrinth, Göteborg Uluslararası Çağdaş Sanat Bienali (Göteborg, 2019); The Seventh Continent, 16. İstanbul Bienali (2019); We don't need another hero, 10. Berlin Bienali (2018); Beyond Words, 4. Mardin Bienali (2018); Cosmology of the Boundless, Museion Bolzano (2017) gibi önemli grup sergilerine dahil edilmiştir. Özlem Altın, 2022'de Stiftung Kunstfonds'un Work Grant ödülünü almış ve 2020'de Villa Romana, Floransa'da misafir olarak bulunmuştur. 2023 yılında Berlin şehri tarafından Hannah Höch Förderpreis ile ödüllendirilmiş ve 2024 yılında Berlinische Galerie'de kişisel sergisi düzenlenecektir.
Bu gökyüzünden olmak, 2024
Tuval üzerine mürekkep, yağ ve yağlıboya, 100 x 150 cm
Bu topraklardan olmak, 2024
Tuval üzerine mürekkep, yağ ve yağlıboya, 100 x 210 cm
Sanatçı ve THE PILL, İstanbul izniyle
Özlem Altın'ın çalışmaları bedene odaklanır. Kompozisyonlarında boyalı alanlar, fotoğrafik görüntünün göstergeselliği ve dokunmayla ilişkili somatik nitelikler arasında bir karşılaşmayı canlandırır. Yeryüzündeki ve gökyüzündeki tüm varlıklarda eşit olarak bulunan bilgelik gibi, spektral ve fiziksel olan iç içe geçerek birbirlerine olan bağımlılıklarını açığa çıkarır.