Mardin’de bir şeyler oluyor.
Ünlü sanatçı Gülben Ergen, Mardin’de ‘Çocuklar Gülsün Diye’ projesi kapsamında, yaptırılan anaokulunun açılışını yaptı.
Mardin, gerek ulusal gerekse uluslararası alanda saygın ve deneyimli sanatçıların katılımıyla bir bienal formatı olarak tasarlanan büyük sergi açtı.
Bu sergi, Mardin’in şimdiye kadar ev sahipliği yapacağı en büyük çağdaş sanat sergisi olma iddiasında. Bu yönüyle bienal salt Mardin coğrafyasına kültürel yönden yeni bir ivme kazandıracağı gibi Türkiye’nin de çağdaş sanat belleğine güçlü katkılar sağlayacak bir platform oluşturacaktır.
Döne Otyam’ın üstlendiği, danışmanlığını Ferhat Özgür ve Ayşegül Sönmez’in yaptığı sergi çıkış noktasını, Mardin’de hem ev hem de sokağa geçit veren binlerce yıllık mimari yapıların adı olanAbbara’lardan alıyor. Bienal başlığı olan ‘Abbara Kadabra’ ise Mardin’e özgü bu mimari yapı ve şehrin ev sahipliği yapacağı çağdaş sanat hareketinin büyüleyici bileşimine işaret ediyor.
Mardin, Kuzey Mezopotamya’nın bu önemli şehri, emin beldelerden biri aynı zamanda. Kime sorarsanız sorun, bir kadının gece yarısı tek başına rahatlıkla dolaşabileceğini söyler.
Güneydoğu’nun en az suç işlenen şehri için ‘hoşgörünün başkenti’ demek abartı olmaz. Sokakta kiminTürk, kimin Kürt, Arap ya da Süryani olduğunu anlayamazsınız.
Süryanilerle Müslümanlar ibadethanede ve mezarda ayrılır; ama taziyelerde ve bayramlarda beraberdir. Paskalya’da yumurta tokuşturur, manastırın bahçesinde iftar açar.
Burası Mardin; efsaneler şehri… “Mardin, yıldızlara yakın, başı göklerde, ayağı okyanuslarda bir şehir