ZİYARET edip de o tuhaf huşusuna kapılmayanına rastlamadım daha Mardin’in. Hakikaten var farklı bir büyüsü bu toprakların.
Bu cuma Mardin’in tüm bu özelliklerine bir de “sanat” ekleniyor. Kentte dördüncü kez düzenlenen Uluslararası Mardin Bienali başlıyor.
Bir kere niyetlenmiştim ancak o sene de ülkenin içinde bulunduğu şartlar gerekçesiyle iptal edildiğinden gidememiştim. Yine katılamıyorum maalesef. Ancak sıkı sıkı takip ediyorum. Bomba gibi geliyor bu sefer.
Ünlü ressamımız Fikret Otyam’ın kızı, benim de liseden arkadaşım olan Döne Otyam direktörlüğünde, Fırat Arapoğlu, Nazlı Gürlek ve Derya Yücel’in küratörlüğünde, “Sözden Öte” teması altında düzenleniyor bienal.
Bir Mardin âşığı olan Döne’den dinlediğime göre Fırat Arapoğlu “Sonsuz Bakış”a, Nazlı Gürlek “Beden Dili”ne, Derya Yücel de “Sınırlar ve Eşikler” başlıklarına yoğunlaşmış bu yıl.
Daha öncekilerde de olduğu üzere, Mardin’in Alman Karargâhı, Mardin Müzesi, Revaklı Çarşı, Marangozlar Kahvesi ve Hamam gibi mekânları müşterek bir alana ve ortak bir dilin merkezine dönüşecekmiş.