Çağdaş sanat Mardin’den yükseliyor

İstanbul’dan sonra, Türkiye’nin bir bienali daha oldu: Abbarakadabra Mardin Bienali. Mardin, bir aylığına yerli ve yabancı 61 sanatçının eserlerine ev sahipliği yapıyor

08 Haziran 2010, Salı – 11:02

Kadim kent Mardin ‘Abbarakadabra’ diyerek çağdaş sanata merhaba dedi. Medeniyetler beşiği olarak bilinen, tarihi kent dokusuyla tanınan Mardin, ‘Abbarakadabra’ bienaliyle çağdaş sanatı da ‘bünyesine kattı’. 4 Haziran’da başlayan bienalle sanatın kalbi Türkiye’nin doğusunda atmaya başladı. 30’u yurtdışından, 61 sanatçının yapıtları sergileniyor. 5 Temmuz’da sona erecek olan, GAP İdaresi Başkanlığı ve Mardin Valiliği’nin işbirliğiyle hayata geçirilen bienalin küratörlüğünü ise Döne Otyam üstlenmiş.

Mardin Bienali, İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ikinci bienali. Kasımiye Medresesi, Tokmakçılar Konağı, Zinciriye Medresesi gibi, geçmişle günümüz arasında köprü oluşturan mekânlar, resimlere, yerleştirmelere, heykellere ve video çalışmalarına ev sahipliği yapıyor, binalarda tarih ile çağdaş sanat buluşuyor. Aralarında Hussein Chalayan, Ben Rivers, Margaret Salmon, Lawrence Weiner, Shaun Gladwell, Heike Weber, Matthias Schamp, Oliven Musovik, Tomur Atagök, Erdağ Aksel, Arzu Başaran, Kezban Arca Batıbeki gibi isimlerin bulunduğu sanatçıların kimileri bienal için özel işler üretmiş, kimileri ise eski çalışmalarını sergiliyor.

Hedef Sanat Merkezi

Abbarakadabra bir ay boyunca devam edecek ama hazırlık çalışmaları ‘yıllar öncesinden’ başladı. Geçen sene kentte düzenlenen ‘Davetinizi Aldım, Teşekkürler’ sergisi örneğin, bienal için bir nevi girizgâhtı. Küratör Döne Otyam, hazırlıklar sırasında Mardinlilerin kendilerine büyük destek verdiğini, kâh profesyonel hizmetler, kâh çay ve yemek ikramıyla yardımcı olduğunu, kent sakinlerinden şimdiye dek genelde olumlu tepkiler aldıklarını söylüyor.

Zahmetli olduğu kadar, masraflı da bir iş bienal kotarmak. Mardin Valisi Hasan Duruer, proje için, GAP İdaresi Başkanlığı ile ‘bölüştükleri’, yaklaşık 650 TL’lik harcama yaptıklarını söylüyor, ancak bienalin kente katkısının çok daha büyük olduğunun altını çiziyor. Mardin’in ancak Floransa ve Granada gibi kentlerle kıyaslanabileceğini vurgulayan Vali Duruer, “Amacımız Mardin’i bölgenin kültür sanat merkezine dönüştürmek” diyor, kentte bir resim heykel müzesi açmayı, Mardin’i Avrupa Kültür Başkenti yapmayı hedeflediklerini belirtiyor.

Gelişim İçin Önemli

Bienal henüz başladı, Vali Duruer’in de hedeflerini ne oranda gerçekleştirebileceği henüz bilinmiyor, ancak hem bienali düzenleyenlerin, hem bienale katılan sanatçıların hemfikir oldukları bir konu var: Sanatın merkezi olarak İstanbul bilinirken, Ankara bile henüz bir modern sanat merkezine (CER Modern) kavuşmuşken, ‘periferi’de, Türkiye’nin güneydoğusunda Abbarakadabra Mardin Bienali gibi bir etkinliğin düzenlenmesi ilgi çekici olduğu kadar, hem Mardin’in hem bölgenin gelişimi açısında büyük bir önem arz ediyor.

Sihirli Sözcük

Bienalin adının niye ‘Abbarakadabra’ olduğuna açıklık getirelim: Sihir yapılırken kullanılan bir sözcük olan ‘abrakadabra’ ile Mardin’de adım başı karşınıza çıkan, sokakların üstünden geçen, evlerin uzantısı niteliğindeki ‘tünellere’ verilen isim olan ‘abbara’ kelimesi kaynaştırılarak ‘Abbarakadabra’ sözcüğü türetilmiş.